Taekwonda Milli Sporcu, Kırşehir’li ve Milli Antrenör Sinan DEMİR başarıya ulaşmak için hiçbir bahanelere sığınmamak gerektiğini belirtti.
DEMİR sözlerine şöyle devam etti: “Geriye dönüp baktığımız da tarihe mal olmuş ve gelecek nesille de örnek olarak bizler güreşte Koca Yusufları hatırlarız.
Geçmişten bugüne kadar başarı elde eden branşlarına özgü ülkemizi temsil etmiş bir çok başarılı spor adamları zor şartları bahane etmeden hedefine ulaşan şampiyonlar bizler için gerek ahlakı değerleri gerek milli duyguları ile rol modeli olmuşlardır. Tarihimize damga vuran duayen şampiyonlarımız bugünün şartlarında yeteri kadar antrenman malzemelerine sahip değillerdi. Daha doğal ve hem mekanik kas gücünü geliştiren günlük işlerinde dahi günümüz teknolojisinden mahrum olarak bugünlere hem günlük işlerini görerek hem de kaslar gücünü elde etmek için bir çok değişik antrenman metotları üretmişlerdir.
Günümüze dönüp baktığımız da hiç bahane üretmeyecek derece de yetecek kadar antrenman malzemelerine sahiptirler. Geriye şu kalmıştır branşını sevmek ve işini ciddiye almaktır. Hedefine ulaşmak için branşını ve işini sevene gerek spor, müzik, sanat, eğitim de başarı yakalamak için planlı programlı çalışmak gerekir. Bizler millet olarak ne zaman zor şartları görürsek o zaman kendimizi bu şartlar içerisinde olgunlaştırmaya çalışıyoruz. Oysa fırtına, deprem vb. afetler olmadan öncesinde kendimizi hazırlamalıyız.
Gündemimiz de olan Covıd-19 dediğimiz virüs ve buna benzer toplumumuzu ve spor camiasını da yakından ilgilendiren bu tür bulaşıcı vakalar hedefimize ulaşmak için başarımıza engel olmamalıdır. Şartlar ne olursa olsun başarı yakalamak için günlük yaşamımıza dahil çalışma tempomuzu düşürmemeliyiz. Çünkü başarı uzun bir maraton süreci içerisinde elde edilir. Bizlerin dengeli uyku, bilinçli beslenme, programlı çalışma ile bağışıklık sistemimizi güçlendirerek günümüze daha zinde daha hareketli yaşamımızı devam ettirebiliriz. Daha önemlisi de bilgi alanımız da okumayı, araştırmayı ön planda tutarak gerekse zihinsel ve bedensel olmak üzere düşüncemizin daha sağlıklı olabilmesi için algı, kavrama, özümleme ve uygulamaya önem vermeliyiz. Çünkü vücudumuzun mekanizması beyinden kas güçlerimize kadar emir komuta zincirini beyin oluşturmaktadır. Gerek görselliğimizi gerekse fiili uygulamamıza önem vermeliyiz.” dedi.
DEMİR sözlerine şu cümlelerle devam etti; “Günümüz de yaşanan vakalar ve olaylar bizleri bir çok sosyal etkinliklerden geri bırakabilir. Bizim arzumuz daha kötü günleri yaşamamaktır. Bugünlerden daha kötüsüne hazırlıklı olabilmemiz için daha bu tür uyarıları daha ciddiye almalıyız. Yarın ne getirir ne götürür biz bilemiyoruz. Savaş sadece ülkeler arasındaki ideolojik fikri savaşlar değil bu biyolojik savaşı daha dikkate almalıyız. Yaşadığımız ve nefes aldığımız sürece Allah’ın kullar üzerinde bir hesabı var ama kulların Allah üzerinde hesabı olamaz. Yaşamımızı ciddiye alıp ahlakı değerlerimize önem vereceğiz ve başımıza gelen musibetlere sabredeceğiz. Taşkınlık ve azgınlıktan uzak duracağız ve sabredeceğiz. Allah bizleri daha kötü günlerden korusun.” diyerek sözlerine son verdi. Haber: Mehmet Burak Dağlı